Empresyonizm (Impressionism)
Empresyonizm, sözlükte "izlenimcilik" olarak tanımlanmaktadır19. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkan ve sanat dallarını ve özellikle resmi etkileyen akımdır. Doğadaki unsurların kişinin içinde oluşturduğu izlenimleri, duygusal izleri yansıtmayı hedefler. Bu akım içerisinde yer alan sanatçılar, doğayı objektif bir gerçek olarak değil, kendilerinde yarattığı izlenimi resme aktarırlar.
Resimde izlenimcilik, özellikle ışık ve renkten kaynaklanan görsel izlenimleri yansıtmayı hedefler. Resmedilen nesnelere veya olaydan çok günün belirli bir zamanına özgü ışığın sanatçı üzerinde yarattığı izlenimlere önem verilir.
Akımın öncüleri Claude Monet ve Camille Pissarro'dur.
İzlenimciliğin Özellikleri
1. Akımın en önemli özelliği bir izlenimin uyardığı duyguların duyulduğu gibi yansıtılmasıdır.
2. Anlam kapalıdır.
3. Bu akımın yazarı, doğrudan doğruya gördüğü gerçeği değil de, gördüklerinin ve izlediklerinin kendisi
üzerinde bıraktığı izlenimi ve duyumu esas alır.
4. Daha çok edebiyatta ve resimde gelişmiştir.
5. Dış aleme, ondaki varlıklara ve nesnelere karşı ilgisizdirler.
6. Edebiyatta, resimde, müzikte okuyucunun, seyircinin, dinleyicinin eserle karşı karşıya gelir gelmez edineceği izlenim bu akımın tatlı, yumuşak, kucaklayıcı, canlı teması olmuştur.
7. Empresyonist sanatçının anlattığı dış dünya değil, dış dünyadaki varlıkların hayâle bürünmüş izlenimleridir.
8. Empresyonistler, etkici ve duygucudurlar. Zaten empresyon, etki - duygu anlamındadır.
9. Empresyonizm, esas olarak ve her şeyden önce özgürlüğün simgesidir, sembolüdür.
10. Hayale ve soyut betimlemelere yer verilmiştir.
11. Her şey sanatçının duyumuna bağlı olarak anlatılır.
12. Objenin kişi üzerindeki izlenimleri önemli olduğu için realizmin karşıtıdır.
13. Sanatçılar eserlerinde kendi iç dünyalarını dile getirmişlerdir.
Empresyonizmin önemli tablolarından bazıları;
Claude Monet “Impression, Soleil Levant” (İzlenim, Gün Doğumu) 1872 Paris
Mary Cassatt – Lydia Leaning on Her Arms – 1879
Neo-Empresyonizm
Neo Empresyonizm (yeni izlenimcilik) diye de sanat tarihine geçmiş olan bu akım, Empresyonist görüşlerin etkisinde kalmış ve bir bakıma da onun devamı olarak gelmiştir. Puvantilistler, bilimsel metotlarla renk karışımını uygulamışlardır. Amaç, göz yolu ile renk karışımlarını sağlamaktır. Bu akımın sanatçıları renkleri paletlerinde karıştırarak tuvale sürmüyorlar; onun yerine, karışımını yapacağı renkleri, tuval üzerine yan yana küçük noktalar halinde koyarak, bu etkiyi sağlıyorlardı. Örneğin mavi ve sarı renkleri, küçük noktalar ya da kareler halinde yan yana sürüldüğünde, uzaktan yeşil görünür. Gözün bu aldanışı, renklerde titreşim yaptığı için, resimde hoş bir görünüm sağlar.Bu akımın başlıca sanatçıları Seurat ve Signac'tır.
Temel İlkeleri
- Ressam resim yaparken tüm duygularını bırakacak.
- Tablosuna sabırla, belli bir forma göre ve ışık kanunlarına göre noktalar koyacak.
- Varlık yok: Tablo noktalardan oluşuyor.
- Noktalarla ortaya çıkan varlık aslında zihinsel belli kurallara göre oluşmuştur. Bu nedenle tablo o matematik kurallara göre kurulmalı.