Sembol bir simge yoluyla bir kavramın uzlaşımsal olarak betimlenmesidir; bir düşüncenin, nesnenin, niteliğin, niceliğin vb. ruhbilimsel ve düşünbilimsel açıdan, tüm kavramlar doğaları itibari ile simgesel olup, betimlemeleri simgesel bir anlam taşıyan yapay belirtilerdir.
Simgelerin başlıca uygulama alanları diller, matematik ve bilişsel bilimlerdir. Örneğin konuşulan dil, simgesel kavramları (sözcükleri) betimlemek için kullanılan işitsel belirtilerden oluşur.
Sembol, antik Yunan kültüründe, asli ve özel anlamıyla, kilden
yapılma olup, iki parça halinde kırılmış bir kabın antlaşmış iki kişi
arasında pay edilen kırık parçalarını ifade etmekteydi. Antlaşmanın
geçerli kılınması için, antlaşmış ya da hak sahibi iki kişiden her
birinin iki kırık parçayı birbirine mükemmelen oturtması gerekiyordu.
Mecazi anlamda sembole, aynı anlamın iki ayrı temsilini birbiriyle
irtibatlandıran bütün de denebilir. Buradan yola çıkılarak, sembol
kavramı, içerdiği gizli anlama bağlı olan işitsel ya da görsel öğeye
indirgenmiş bulunmaktadır. Sembol, göstergebilimde (semiyoloji) anlam
taşıyan bir temsildir, bir tasvirdir. Bu, yananlamın, benzerliğin ifade
edilmesini gösteren bir sistemdir. Ayrım, ilişki veya birleştirme
işlemleri birey ya da bir topluluk için bir anlam oluştururlar. Sembol,
böylece, beş duyu ile algılanan görünür realiteden yola çıkılarak,
görünmez realitelerin keşfini sağlar. Sembolün simgelediklerinin
(anlamlarının) birliği birbiri içinde erime veya karışım tarzında değil,
üst üste eklenme (sumbolh) tarzındadır. Görünür unsur ile görünmeyen
unsur bir bütün oluştururlar ve biri olmadan diğeri anlaşılamaz. Georg
Friedrich Creuzer sembolü “biçim ve varlık arasında ya da ifade ile
fikir arasında” aracı olarak görür. ( R. Alleau, De la nature des
symboles, Paris, Pont-Royal, 1964, sayfa 20)
Bilimsel sembollere örnekler;
- α, β, γ… açı
- v…….... hacim,volt
- t………. zaman
- V …….....hız
- m ……...metre
- R........direnç
- I.....akım şiddeti
- r..... yarıçap
- d -> özkütle
- w -> kütle
- a -> ivme
- f -> güç
- x -> konum
- h -> saat, yükseklik
Sembolizm, en genel anlamıyla farklı anlamlara gelen ya da farklı öğeleri simgeleyen çeşitli sembollerin kullanımıdır. Sembolizme sanatta, özellikle resim, müzik ve edebiyat alanlarında rastlanır.
Edebiyatta Sembolizm
19.yüzyılın ikinci yarısında parnasizme tepki olarak ortaya çıkmış
bir akımdır. Parnasyenler insan duygularına, izlenimlere önem
vermiyorlardı. Onlar için önemli olan gerçekti,
düşüncelerdi.Sembolistler bu anlayışa karşı çıkmış, duygusallığa,
insanın iç dünyasına yönelmişlerdir. Onlara göre somut varlıklar, dış
dünya ile insanın duyuları arasında köprü kurmaya yarayan birer
simgedir. Çünkü dış gerçek ancak insanın algılayış biçimiyle var olur.
Yani insan onu nasıl algılıyorsa öyle değerlendirilir. Sembolistler,
semboller aracılığıyla dış çevrenin insan üzerindeki etkilerini ve
izlenimlerini anlatmışlardır.
Şiiri sessiz bir şarkı olarak tanımlamışlar ve müziği şiirin amacı
durumuna getirmişlerdir. Onlara göre şiir düşüncelere değil duygulara
seslenmelidir; çünkü şiir bir şey anlatmak için yazılmaz.
Şiirde anlam kapalı olmalıdır ve herkes kendince yorum
getirebilmelidir. Sözcüğün anlam değerinden çok müzikal değeri
önemlidir. Anlam kapanıklığı ve farklı çağrışımlar yaratabilme amacı,
bol bol mecaz ve istiarelerin kullanılmasına yol açmış, dolayısıyla dil
de ağırlaşmıştır.
Gerçeklerden kaçma, hayale sığınma, çirkinlikleri hayal yardımıyla
güzelleştirme, bunlara bağlı olarak ortaya çıkan karamsarlık,
sembolizmin en belirgin özelliklerindendir.
Durgun sular, ay ışığı, alacakaranlık, tan ağartısı, perdede gezinen
gölgeler ve ölüm başlıca temalarıdır. Lirizm, bu anlayışın en önemli
ögesi durumundadır.
Parnasyenlerin genellikle "sone" nazım biçimini kullanmalarına
karşın, sembolistler daha çok serbest nazım biçimlerine yönelmişlerdir.
SONE
Derdim, yeter, sâkin ol, dinlen biraz artık!
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülerle sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten, kimine gam.
Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte
Toplasın acı meyvesini nedâmetin
Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.
Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler
Eski zaman esvaplarıyla eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan.
Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülerle sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten, kimine gam.
Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte
Toplasın acı meyvesini nedâmetin
Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.
Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler
Eski zaman esvaplarıyla eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan.
Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.
(Charles Baudelaire’den çeviren: Sabahattin Eyuboğlu)
- Sembolizm; (edebiyat) Sanat eserinin değerini, gerçeğin olduğu gibi aktarılmasında değil, duygu ve düşüncelerin, işaret ve biçimlerin uygunluk içinde düzenlenişinde gören, ayrıca kelimelerin müzik ve sembol değerine dayanılarak en anlatılmaz duygu inceliklerinin bile sezdirilebileceğini savunan edebiyat ve sanat akımı, simgecilik.
- Politik sembolizm, politik amaçlar ve mefhumlar için kullanılan semboller sistemi, simgecilik.
- Dini sembolizm, dini amaçlar ve mefhumlar için kullanılan semboller sistemi, simgecilik.
- Ezoterik sembolizm evrensel sembollerin derin anlamlarıyla ilgilenir.
- Rüyalardaki sembolizm rüya yorumu alanını ilgilendirir.